İlban
Ertem’in çizgileriyle boyut kazanan ve yeniden okuma listemize eklenen ‘Puslu
Kıtalar Atlası’, beklerken duyduğumuz heyecana değen bir iş. ‘Puslu Kıtalar
Atlası’nın çizgi romanı, İhsan Oktay Anar’ın kurgusu, İlban Ertem’in çizgisiyle
hepimizi huşuya sürükleyecek bir masal kitabı olmuş.
Puslu
Kıtalar Atlası çizgiromanı / İletişim Yayınları / İhsan Oktay Anar & İlban
Ertem
İlban
Ertem’in ‘Puslu Kıtalar Atlası’nı çizgi romana uyarlıyor oluşu, camiada
senelerdir fısıldanan, gerçek mi efsane mi bir türlü kestirilemeyen bir
söylentiydi. Beklenen müjdeli haber, geçtiğimiz aylarda geldi. İletişim
Yayınları çizgi romanın çıkışının yaklaştığını duyurdu, romandan ilk kareleri
yayımladı. Sonrasında bir de tanıtım filmi yayımladılar ki nefesimizi tutup
seyrettik o küçücük filmi. Bir an evvel anlatılması için sabırsızlandığımız bir
masal gibiydi ‘Puslu Kıtalar Atlası’ çizgi romanı. Yayımlandıktan çok kısa bir
süre sonra ilk baskı bitti. Çizer İlban Ertem’le röportajlar yapıldı, kitaba
dair eleştiriler kaleme alındı.
Kim ne
derse desin, ‘Puslu Kıtalar Atlası’ zor bir metindir. Hikâye içinde okudukça
kendiliğinden çözülen düğümlerin haricinde, okurun da okurken çözmek zorunda
kaldığı çok sayıda şifre barındırır. Bu nedenle neredeyse tam konsantre
okunması gereken, seneler boyunca döne döne okudukça da yepyeni kapılar
aralayan kitaplardan biridir. Yine bu sebeplerden, okuyucusunu yorar, zorlar,
hatta kimi zaman pes ettirir. Çünkü böyledir İhsan Oktay Anar. Okuyanı, her
koşulda hikâyenin içine alır, anlamlandıramadığı noktalarda çileden çıkartır
‘neden dâhil olamıyorum?’ dedirtir. Anlattığı bilgelik hikâyelerinin birer
pratiğidir kitapları. Sebat ederek, sorgulayarak çözümleyerek okunur metinleri.
İlban
Ertem, İhsan Oktay Anar’ın tüm bu zorlu aşamalarını alnının akıyla atlatıp
baştan bir deli işi gibi göründüğünü kabul ettiği çizgi romana da böylelikle
soyunmuş; seneler sonra kitabı yeni baştan eline aldığında kafasında uslu
durmayan fikirler yüzünden. ‘Puslu Kıtalar Atlası’nın o ‘büyülü gerçekçiliği’
her okurunda yarattığı gibi İlban Ertem’in de kafasında kare kare canlanmış.
Bir çizgi ustası olan Ertem’in cüret edip bu kareleri gerçeğe aktarması,
hepimize derin bir oh çektirdi desek yeri. Zira kitap okurken, kafanda
hikâyenin fotoğrafını ya da filmini çekmek, okuma hâlinin en amansız hastalığı.
İlban Ertem, baştan sona resimlediği ‘Puslu Kıtalar Atlası’ ile bunu hepimizin
yerine yapıyor, kafamızda çektiğimiz fotoğrafların sisini dağıtıyor ya da
yanlış anlaşılmaları düzeltiyor. Üstelik kitabı neredeyse birebir çizgi romana
uyarladığı için okurun kafasında da hiçbir boşluk bırakmadan büyük resmi tamamlıyor.
‘Puslu
Kıtalar Atlası’nın çizgi romana uyarlanışının en iyi yönlerinden biri de
oldukça grift bir hikâye olan Uzun İhsan Efendi ile Bünyamin’in maceralarını
olabildiğince anlaşılır şekilde ve sırasıyla aktarmayı başarması olmuş. Bu,
İhsan Oktay Anar’ın az önce bahsettiğim oyunlu üslubuna bir hakaret değil.
Birbirine bambaşka kıssalarla bağlanan, her seferinde yeni bir karakterle
eklemlenen bu hikâyede yerine oturmadığını düşündüğümüz her bir taşın tek tek
boşluklara yerleşmesine yardımcı olmuş. Ya da sabırsız ve dikkatsiz
okuyucuların işini kolaylaştırmış da diyebiliriz. Zira 5 yıllık özverili
çalışma, her bir ayrıntıyı netleştirmiş. Keskinlik kazanan bu çizgiler
sayesinde çizgi roman da en az roman kadar soluksuz okunan ve nefes kesici bir
hâl almış.
Yazarın
karaktere dönüşümü
İlban
Ertem, bu çizgi romanla İhsan Oktay Anar’la özdeşleşmiş olan ‘Puslu Kıtalar
Atlası’ hikâyesini de birbirine eklemlemiş ve bence bu kitabın yazarına şahane
bir saygı duruşu olmuş. Çizgi roman süresince yer yer cismine rastladığımız
İhsan Oktay Anar, çizgi roman sayesinde kendi hikâyesinin de bir karakterine
dönüşüvermiş.
Türk
edebiyatının son dönemdeki en heyecan uyandırıcı işlerinden biri olan ‘Puslu
Kıtalar Atlası’ çizgi romanı, ilk baskılarında okuyucunun da tepkisini çektiği
gibi yazım ve imla hataları nedeniyle biraz heves kırsa da İlban Ertem’in usta
çizgileriyle büyüsünü koruyor. Tüm eleştirilere rağmen kitabın kısa süre içinde
baskı üzerine baskı yapması da bunun en büyük göstergesi. Ayrıca zaten kitap
raflara çıktıktan kısa bir süre sonra tüm eleştirilere göğüs geren Levent
Cantek’in bu hatayı da kısa süre içinde telafi edeceğine şüphe yok. ‘Puslu
Kıtalar Atlası’ çizgi romanı, hem çizgi roman hem de İhsan Oktay Anar severler
için senelerce tekrar tekrar açılıp karıştırılacak, şahane bir ‘masal kitabı’.
Tekrardan, hepimizin gözü aydın!
Agos Kirk / Nisan 2015 http://www.agos.com.tr/tr/yazi/11493/tanidik-bir-masalin-resimli-hli