1 Nisan 2015 Çarşamba

Tanıdık bir masalın resimli hâli

İlban Ertem’in çizgileriyle boyut kazanan ve yeniden okuma listemize eklenen ‘Puslu Kıtalar Atlası’, beklerken duyduğumuz heyecana değen bir iş. ‘Puslu Kıtalar Atlası’nın çizgi romanı, İhsan Oktay Anar’ın kurgusu, İlban Ertem’in çizgisiyle hepimizi huşuya sürükleyecek bir masal kitabı olmuş.

Puslu Kıtalar Atlası çizgiromanı / İletişim Yayınları / İhsan Oktay Anar & İlban Ertem

İlban Ertem’in ‘Puslu Kıtalar Atlası’nı çizgi romana uyarlıyor oluşu, camiada senelerdir fısıldanan, gerçek mi efsane mi bir türlü kestirilemeyen bir söylentiydi. Beklenen müjdeli haber, geçtiğimiz aylarda geldi. İletişim Yayınları çizgi romanın çıkışının yaklaştığını duyurdu, romandan ilk kareleri yayımladı. Sonrasında bir de tanıtım filmi yayımladılar ki nefesimizi tutup seyrettik o küçücük filmi. Bir an evvel anlatılması için sabırsızlandığımız bir masal gibiydi ‘Puslu Kıtalar Atlası’ çizgi romanı. Yayımlandıktan çok kısa bir süre sonra ilk baskı bitti. Çizer İlban Ertem’le röportajlar yapıldı, kitaba dair eleştiriler kaleme alındı.

Kim ne derse desin, ‘Puslu Kıtalar Atlası’ zor bir metindir. Hikâye içinde okudukça kendiliğinden çözülen düğümlerin haricinde, okurun da okurken çözmek zorunda kaldığı çok sayıda şifre barındırır. Bu nedenle neredeyse tam konsantre okunması gereken, seneler boyunca döne döne okudukça da yepyeni kapılar aralayan kitaplardan biridir. Yine bu sebeplerden, okuyucusunu yorar, zorlar, hatta kimi zaman pes ettirir. Çünkü böyledir İhsan Oktay Anar. Okuyanı, her koşulda hikâyenin içine alır, anlamlandıramadığı noktalarda çileden çıkartır ‘neden dâhil olamıyorum?’ dedirtir. Anlattığı bilgelik hikâyelerinin birer pratiğidir kitapları. Sebat ederek, sorgulayarak çözümleyerek okunur metinleri.
İlban Ertem, İhsan Oktay Anar’ın tüm bu zorlu aşamalarını alnının akıyla atlatıp baştan bir deli işi gibi göründüğünü kabul ettiği çizgi romana da böylelikle soyunmuş; seneler sonra kitabı yeni baştan eline aldığında kafasında uslu durmayan fikirler yüzünden. ‘Puslu Kıtalar Atlası’nın o ‘büyülü gerçekçiliği’ her okurunda yarattığı gibi İlban Ertem’in de kafasında kare kare canlanmış. Bir çizgi ustası olan Ertem’in cüret edip bu kareleri gerçeğe aktarması, hepimize derin bir oh çektirdi desek yeri. Zira kitap okurken, kafanda hikâyenin fotoğrafını ya da filmini çekmek, okuma hâlinin en amansız hastalığı. İlban Ertem, baştan sona resimlediği ‘Puslu Kıtalar Atlası’ ile bunu hepimizin yerine yapıyor, kafamızda çektiğimiz fotoğrafların sisini dağıtıyor ya da yanlış anlaşılmaları düzeltiyor. Üstelik kitabı neredeyse birebir çizgi romana uyarladığı için okurun kafasında da hiçbir boşluk bırakmadan büyük resmi tamamlıyor.

‘Puslu Kıtalar Atlası’nın çizgi romana uyarlanışının en iyi yönlerinden biri de oldukça grift bir hikâye olan Uzun İhsan Efendi ile Bünyamin’in maceralarını olabildiğince anlaşılır şekilde ve sırasıyla aktarmayı başarması olmuş. Bu, İhsan Oktay Anar’ın az önce bahsettiğim oyunlu üslubuna bir hakaret değil. Birbirine bambaşka kıssalarla bağlanan, her seferinde yeni bir karakterle eklemlenen bu hikâyede yerine oturmadığını düşündüğümüz her bir taşın tek tek boşluklara yerleşmesine yardımcı olmuş. Ya da sabırsız ve dikkatsiz okuyucuların işini kolaylaştırmış da diyebiliriz. Zira 5 yıllık özverili çalışma, her bir ayrıntıyı netleştirmiş. Keskinlik kazanan bu çizgiler sayesinde çizgi roman da en az roman kadar soluksuz okunan ve nefes kesici bir hâl almış.

Yazarın karaktere dönüşümü

İlban Ertem, bu çizgi romanla İhsan Oktay Anar’la özdeşleşmiş olan ‘Puslu Kıtalar Atlası’ hikâyesini de birbirine eklemlemiş ve bence bu kitabın yazarına şahane bir saygı duruşu olmuş. Çizgi roman süresince yer yer cismine rastladığımız İhsan Oktay Anar, çizgi roman sayesinde kendi hikâyesinin de bir karakterine dönüşüvermiş.

Türk edebiyatının son dönemdeki en heyecan uyandırıcı işlerinden biri olan ‘Puslu Kıtalar Atlası’ çizgi romanı, ilk baskılarında okuyucunun da tepkisini çektiği gibi yazım ve imla hataları nedeniyle biraz heves kırsa da İlban Ertem’in usta çizgileriyle büyüsünü koruyor. Tüm eleştirilere rağmen kitabın kısa süre içinde baskı üzerine baskı yapması da bunun en büyük göstergesi. Ayrıca zaten kitap raflara çıktıktan kısa bir süre sonra tüm eleştirilere göğüs geren Levent Cantek’in bu hatayı da kısa süre içinde telafi edeceğine şüphe yok. ‘Puslu Kıtalar Atlası’ çizgi romanı, hem çizgi roman hem de İhsan Oktay Anar severler için senelerce tekrar tekrar açılıp karıştırılacak, şahane bir ‘masal kitabı’. Tekrardan, hepimizin gözü aydın!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder