- Antibiyotiksiz iyileşilebileceğini gördüm.
- İnsanların temelde sadece “iyi” ya da “kötü” olduklarını ve bunun asla değişmeyeceğini öğrendim.
- Mezun oldum. Girmek için kendimi paraladığım ünivesiteyi bok varmış gibi tam da zamanında, 4 senede bitiriverdim.
- “Tezimi ben kendim yazacam” diye dayılanıp ikinci dönem sonunda paşa paşa copy-paste kastım.
- Annemi evlendirdim. Attığım göbeğin haddi hesabı kalmadı.
- Bir öykü yazmaya giriştim, gene bitiremedim.
- Sevdiğim adamla sevdiğim şarkıların nakaratlarını haykırdım. Zaten muhtemelen o arada da kendisiyle sevgili oldum.
- Bir tarihe kendimce tanıklık ettim: Zihni Göktay’lı Lüküs Hayat izledim.
- Reklamcı oldum. Asla reklamcılık yapamayacağımı öğrendim. Vazgeçtim.
- En sağlıklı insanın bile takıntı sahibi olduğunu ve bu takıntıların en tehlikelisinin zaafiyetlerden ileri geldiğini gördüm.
- Totem yapıp yeni yaşıma Ankara’da girdim. Tunalı’da bir ağaca bir dilek bağladım ve sanırım tutturdum.
- “Bodrum Bodrum” dediler, gittim gördüm. Bir tek beyaz yel değirmenlerini sevdim.
- Sezen, rakı, midye ve dalından yenen meyve olmaksızın yaşanamayacağını teyit ettim.
- Hayatımdan insanlar çıkarttım ama insan kaybetmedim. Çıkarttığım her kişiyle hayatımda zaten var olan ve hep olması gereken kişileri bir kez daha kazandım.
- Çileğin hası Zonguldak’ta, dediler. Gittim yedim. Cebimde bir küçük şişe viski ile eve döndüm.
- Dokunmatik telefona karşı yürüttüğüm direnişimden 6 yıllık emektarın bir sabah beni terk etmesiyle vazgeçtim. Sonra kalktım o dokunmatiği de tuvalete düşürdüm.
- Neye güldüysem başımda buldum.
- “Sevgililik, çok iyi arkadaş olabildiğin bir adamla aranda fazladan duygusal bir bağın olmasıdır” hipotezimi kanıtladım, dünya literatürüne kazandırdım. Hayrını görün.
- Yine İngilizce öğrenemedim. Fransızca’da bir arpa boyu yol kat edemedim. En azından geçen sene “çoluk çocuk nasıl?” diye sorabiliyordum, bu sene onu da unuttum.
- İlk defa Sezen Aksu konserine gittim. Yılların birikimi; ilk şarkıda ağladım.
- Ortalamaya vurmaya kalkışırsam 23 yıllık hayatımın en çok hediye aldığım senesini geçirdim.
- “Ormansız olmaz” dedim, kar kış dinlemeyip yaylaya tırmandım. Kamp ateşinde kötü anılarımı yakıp kara gömülmüş biralar içtim. Yetinmedim, bir de gölün kenarına çadır kurdum.
- Yıllardır gitmediğim yazlık evin kapısını bu sene aşındırdım. Yıllar sonra saklambaç oynayıp kendimi kaybettim.
- Çocukluğumun geçtiği evden taşındım. Çocukluğumdan taşındım.
- Yılların bir başka direnişini daha kırdım, kredi kartı kullanmaya başladım.
- Haydarpaşa’dan kalkan son trene bindim.
- Daha az kitap okudum, daha çok vicdan azabı çektim.
- Daha az sinemaya, daha çok tiyatroya gittim.
- Kendi adıma ilk şahsi konser başarıma imza attım: “Yağmur” diye bağıra bağıra Ortaçgil’e Yağmur söylettim.
- Efes’ten cayıp Tuborg’a geçtim, huzuru buldum.
- Nüfus cüzdanımdan din hanesini sildirdim, üç dakika sonra tepemden aşağı yağmur boşandı. Geri dönüp tekrar yazdırmaya üşendim.
- Bir İzmirli hasebiyle İstanbul’da kısa dönem askerlik yaptım.
- Akbilden vazgeçip kendimi iki tekere, pedala vurdum. Her yanım zincir yağı oldu.
- Uykudan uyandırılmak, açlık ve aptallık karşısında insanlığımı kaybetmeye devam ettim. Durduramadım.
- ‘lütfen’ demenin işleri ne kadar kolaylaştırdığını gördüm. (yazar burda kıkırdıyor)
- Dönüp baktığımda yüz kaslarıma hakim olamayacak kadar çok gülümsediğim onlarca fotoğraf çektim ve çektirdim.
- Bir ahdımla Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna mal oldum.
- En at panpamı askere gönderdim, üç şişe tekiladan oldum.
- Tüm eğitim hayatımın vaadi fotoğraf makineme mezuniyetim hasebiyle nihayet kavuştum.
- Gemiler yaktım, fotoğraflar kestim, filmler koparttım, fişler çektim.
- Gururlu aşık kadını oynayıp Ankara’ya taşınmaya karar verdim. Aynı akşam Scorpions konserine gidip Still Loving You dinleyince sabahına vazgeçtim.
- Gerçekten radikal bir karar aldım, istifa ettim.
- Tükenmezden cayıp şansımı dolma kalemle denemeye karar verdim.
- 14. günlüğüme başladım.
- İlk defa açıköğretim otomasyon şifremi kaybetmemeyi başardım ve tüm sosyoloji derslerimden 43 ile kaldım. Böylece birinci sınıftaki üçüncü yılıma girmiş bulundum.
- Geçen sene “seneye bunların hepsini yapacağım!” dediğim şeylerin hepsini unuttum. Tesadüf eseri bile olsa hiçbirisini yapmadığımdan adım gibi eminim.
Edit:
- İlk dövmemi yaptırdım.
- Beşiktaş'ta evimiz, How I Met Your Mother gibi barımız oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder