26 Aralık 2012 Çarşamba

2012 'şu'na benziyordu

İşbu liste, bitmekte olan yılda “yapacam” deyip de yapamadıklarımın ve dahi yediğim bokların dökümüdür. Geçmişe iz, geleceğe kanıt bırakayım diye. Sonuç olarak, ne yaptım?

  • Antibiyotiksiz iyileşilebileceğini gördüm.
  • İnsanların temelde sadece “iyi” ya da “kötü” olduklarını ve bunun asla değişmeyeceğini öğrendim.
  • Mezun oldum. Girmek için kendimi paraladığım ünivesiteyi bok varmış gibi tam da zamanında, 4 senede bitiriverdim.
  • “Tezimi ben kendim yazacam” diye dayılanıp ikinci dönem sonunda paşa paşa copy-paste kastım.
  • Annemi evlendirdim. Attığım göbeğin haddi hesabı kalmadı.
  • Bir öykü yazmaya giriştim, gene bitiremedim.
  • Sevdiğim adamla sevdiğim şarkıların nakaratlarını haykırdım.  Zaten muhtemelen o arada da kendisiyle sevgili oldum.
  • Bir tarihe kendimce tanıklık ettim: Zihni Göktay’lı Lüküs Hayat izledim.
  • Reklamcı oldum. Asla reklamcılık yapamayacağımı öğrendim. Vazgeçtim.
  • En sağlıklı insanın bile takıntı sahibi olduğunu ve bu takıntıların en tehlikelisinin zaafiyetlerden ileri geldiğini gördüm.
  • Totem yapıp yeni yaşıma Ankara’da girdim. Tunalı’da bir ağaca bir dilek bağladım ve sanırım tutturdum.
  • “Bodrum Bodrum” dediler, gittim gördüm. Bir tek beyaz yel değirmenlerini sevdim.
  • Sezen, rakı, midye ve dalından yenen meyve olmaksızın yaşanamayacağını teyit ettim.
  • Hayatımdan insanlar çıkarttım ama insan kaybetmedim. Çıkarttığım her kişiyle hayatımda zaten var olan ve hep olması gereken kişileri bir kez daha kazandım.
  • Çileğin hası Zonguldak’ta, dediler. Gittim yedim. Cebimde bir küçük şişe viski ile eve döndüm.
  • Dokunmatik telefona karşı yürüttüğüm direnişimden 6 yıllık emektarın bir sabah beni terk etmesiyle vazgeçtim. Sonra kalktım o dokunmatiği de tuvalete düşürdüm.
  • Neye güldüysem başımda buldum.
  • “Sevgililik, çok iyi arkadaş olabildiğin bir adamla aranda fazladan duygusal bir bağın olmasıdır” hipotezimi kanıtladım, dünya literatürüne kazandırdım. Hayrını görün.
  • Yine İngilizce öğrenemedim. Fransızca’da bir arpa boyu yol kat edemedim. En azından geçen sene “çoluk çocuk nasıl?” diye sorabiliyordum, bu sene onu da unuttum.
  • İlk defa Sezen Aksu konserine gittim. Yılların birikimi; ilk şarkıda ağladım.
  • Ortalamaya vurmaya kalkışırsam 23 yıllık hayatımın en çok hediye aldığım senesini geçirdim.
  • “Ormansız olmaz” dedim, kar kış dinlemeyip yaylaya tırmandım. Kamp ateşinde kötü anılarımı yakıp kara gömülmüş biralar içtim. Yetinmedim, bir de gölün kenarına çadır kurdum.
  • Yıllardır gitmediğim yazlık evin kapısını bu sene aşındırdım. Yıllar sonra saklambaç oynayıp kendimi kaybettim.
  • Çocukluğumun geçtiği evden taşındım. Çocukluğumdan taşındım.
  • Yılların bir başka direnişini daha kırdım, kredi kartı kullanmaya başladım.
  • Haydarpaşa’dan kalkan son trene bindim.
  • Daha az kitap okudum, daha çok vicdan azabı çektim.
  • Daha az sinemaya, daha çok tiyatroya gittim.
  • Kendi adıma ilk şahsi konser başarıma imza attım: “Yağmur” diye bağıra bağıra Ortaçgil’e Yağmur söylettim.
  • Efes’ten cayıp Tuborg’a geçtim, huzuru buldum.
  • Nüfus cüzdanımdan din hanesini sildirdim, üç dakika sonra tepemden aşağı yağmur boşandı. Geri dönüp tekrar yazdırmaya üşendim.
  • Bir İzmirli hasebiyle İstanbul’da kısa dönem askerlik yaptım.
  • Akbilden vazgeçip kendimi iki tekere, pedala vurdum. Her yanım zincir yağı oldu.
  • Uykudan uyandırılmak, açlık ve aptallık karşısında insanlığımı kaybetmeye devam ettim. Durduramadım.
  • ‘lütfen’ demenin işleri ne kadar kolaylaştırdığını gördüm. (yazar burda kıkırdıyor)
  • Dönüp baktığımda yüz kaslarıma hakim olamayacak kadar çok gülümsediğim onlarca fotoğraf çektim ve çektirdim.
  • Bir ahdımla Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna mal oldum.
  • En at panpamı askere gönderdim, üç şişe tekiladan oldum.
  • Tüm eğitim hayatımın vaadi fotoğraf makineme mezuniyetim hasebiyle nihayet kavuştum.
  • Gemiler yaktım, fotoğraflar kestim, filmler koparttım, fişler çektim.
  • Gururlu aşık kadını oynayıp Ankara’ya taşınmaya karar verdim. Aynı akşam Scorpions konserine gidip Still Loving You dinleyince sabahına vazgeçtim.
  • Gerçekten radikal bir karar aldım, istifa ettim.
  • Tükenmezden cayıp şansımı dolma kalemle denemeye karar verdim.
  • 14. günlüğüme başladım.
  • İlk defa açıköğretim otomasyon şifremi kaybetmemeyi başardım ve tüm sosyoloji derslerimden 43 ile kaldım. Böylece birinci sınıftaki üçüncü yılıma girmiş bulundum.
  • Geçen sene “seneye bunların hepsini yapacağım!” dediğim şeylerin hepsini unuttum. Tesadüf eseri bile olsa hiçbirisini yapmadığımdan adım gibi eminim.
 
Edit:
  • İlk dövmemi yaptırdım.
  • Beşiktaş'ta evimiz, How I Met Your Mother gibi barımız oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder