Yeni yılın ilk işi günü, ortada radikal bir karar filan yokken,
yolda eski bir arkadaşı görüp de apartmanın sahanlığında evcilik oynadığın öğleden sonraları hatırlamışsın gibi, geldim bloğumu buldum.
Çoğu ergenliğimde olmak üzere, yazdıklarımı, bir de utanmadan yayınlamaya cüret ettiklerimi okudukça yüreğim şişti. Allahım bir
insan nasıl ergenlikten çıkıp hayatına devam edebiliyor? Ne kadar lanet bir
dönemmiş o. Of! O zamanlar yazdığım onca babayiğit cümleye rağmen küçücük,
çıtır çıtır bir kızdım. Sadece hep hayatla derdi olan bir çocuk olmuşum, onu
fark ettim. Hep kararı merak edilmeden kavgalara dâhil edilmiş, kendimi orta yerde
bulmuşum. Şimdi de koşullar pek farklı değil ama ben daha irice bir insan oldum. Buna karşın daha ürkmüş, daha basit cümleler
kurmaya çalışıyorum. Biri diğerinden daha mı iyi, henüz ayırt edemedim.
Yine geçmiş yazılarıma göz gezdirirken yakaladım ki bir
yerde yılların muhasebesini yapmışım. (Yani arada aklı selim sahibi sayılabilecek kayıtlar da var. Giriştiğim temizlikte onlardan birkaçını tutmaya karar verdim zaten.) Mesela 2010 çok kötü geçmiş, o günlerden
hiçbir kaydı buraya getirmek istememişim. Peşinden 2012’nin de leziz goller
attığına değinmişim. Şimdi dönüp bakınca 2015’i de nasıl gözümüz kapıda
geçirdiğimizi unutamayacağımı biliyorum. Nasıl unutabilirim ki? Yeni yıla
girdiğimize bile şükredemeyecek kadar enerjimizi emdi onun bunun çocuğu! Ben
daha bugün fark ediyorum yeni yılın başladığını. Takvimler filan değişince
dikkatimi çekti. Neyse zaten galiba bu yeni yıl- eski yıl meselelerine çok
takılmamak gerekiyor. Nihayetinde her şey birer hesaplama rahatlığından ibaret.
Bir yılın diğerine göre daha şanslı geçmesi filan sadece rakamların oyunu, biz
duygusal anlamlarla kendimizi daha insan hissediyoruz diye hediyeler alıp
dilekler diliyoruz.
Şimdi bu söylenmelerin ardından sadede geleyim: ergenliğimle
beraber geçen yıllar sırasında hatırı sayılır ölçüde edebiyat eleştirisi
yazdığımı, hepsinin farklı mecralarda olduğunu anımsayarak bunları bir araya
getirmenin iyi bir fikir olabileceğini düşündüm. Arada herhangi bir yerde
yayımlanmayan ama okuyunca bende yazma isteği uyandıran kitapların da
eleştirilerini kaydederim, belki gaza gelip türlü türlü edebi kaygılara da yer
veririm diye düşünüyorum. Beni bu girişime iten Merin’in “2015’te neler okudum?”
listesidir, hedefimi baştan göstereyim. Şuradan da inceleyebilirsiniz pek
leziz bir iş: https://kitapcikedisi.wordpress.com/2016/01/03/2015-yilinin-kitap-dokumu/ Bir şekilde toparlayıp listelemeyi becerirsem ben de öyle bir liste yapıp
koymayı istiyorum. İşte, bunun gazıyla yeniden buradayım. Hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder